farzı kifaye ne demek?

Farz-ı Kifâye

Farz-ı kifâye, İslam hukukunda, bazı Müslümanların yerine getirmesiyle diğer Müslümanların üzerinden sorumluluğun kalktığı farzları ifade eder. Yani, bir kısım Müslüman bu farzı yerine getirirse, diğerleri bu sorumluluktan kurtulmuş olur. Ancak, hiç kimse bu farzı yerine getirmezse, o zaman bütün Müslümanlar sorumlu olurlar.

Özellikleri:

  • Ortak Sorumluluk: Farz-ı kifâyede esas olan, toplumun belirli bir ihtiyacını karşılamaktır. Bu ihtiyacın karşılanması, tüm Müslümanların ortak sorumluluğundadır.

  • Yeterli Sayıda Kişi: Bu farzın yerine getirilmesi için belirli bir sayıda kişinin yeterli olması gerekir. Bu sayı, yapılacak işin niteliğine göre değişebilir.

  • Örnekler:

    • Cenaze Namazı: Birkaç Müslümanın cenaze namazını kılmasıyla diğerlerinin üzerinden bu farz kalkar.
    • İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak: Toplumda bu görevi üstlenenler olduğu sürece diğerlerinin üzerinden sorumluluk kalkar.
    • İslami İlimlerle Uğraşmak: Bir grup insanın İslami ilimlerle uğraşması, toplumun bu alandaki ihtiyacını karşılar ve diğerlerini sorumluluktan kurtarır.
    • Savaşa Gitmek: Yeterli sayıda askerin savaşa gitmesiyle diğer Müslümanların üzerinden bu farz kalkar.
  • Önemi: Farz-ı kifâye, toplumun düzeni ve ihtiyaçlarının karşılanması açısından büyük önem taşır. Bu tür farzların yerine getirilmesi, toplumun birlik ve beraberliğini güçlendirir.

Sonuç:

Farz-ı kifâye, İslam'da toplumsal sorumluluğu vurgulayan önemli bir kavramdır. Bu farzların yerine getirilmesi, toplumun huzur ve refahı için elzemdir.